GüncelManşet

HDK 8. Genel Kurulu; Gündemimiz Faşizme Karşı Mücadele!

H. Merkezi: HDK’nin 8. Genel Kurulu devam ediyor. Genel Kurul’da Demirtaş’ın mesajı okunurken HDP Eş genel başkanı Serpil Kemalbay’da bir konuşma yaptı.

Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) 8. Genel Kurulu, Ankara Plaza Otel’de sürüyor. Çok sayıda delegenin katılımıyla düzenlenen kongreye, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanları Leyla Güven ve Berdan Öztürk, HDP milletvekilleri, KESK Eş Başkanı Aysun Gezici,  EMEP, SYKP, 78’liler Girişimi, TTB, İHD, Demokratik İslam Kongresi, Demokratik Alevi Derneği gibi çok sayıda siyasi parti ve DKÖ temsilcileri ile Partizan okurları katıldı. 

Genel kurulun açılış konuşmasını yapan HDK Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu bugünün Türkiye’sinin de dünyasının da karanlık olduğunu ifade ederek “Kapitalizm kendisi için kan ağlıyor” dedi.

OHAL ile faşizmin artık reddedilemeyecek bir hale geldiğini vurgulayan Hamzaoğlu, AKP’nin kendi kitlesini silahlandırdığını gösteren örnekleri hatırlattı ve “AKP’nin kurduğu paramiliter güçleri daha aramaya gerek var mı?” diye sordu.

Hamzaoğlu’nun ardından söz alan HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit ise HDK’nin 6 yılı geride bıraktığını söyleyerek şunları dile getirdi:

“Gerçekleştiremediğimiz çok şey var. Henüz meclislerimizi istediğiniz düzeyde kuramadık. Bu ülkede halen faşizm varsa, kadınlar tacize maruz kayıyorsa, çocuklar Ensar gibi karanlık bir derneğe bırakılıyorsa halen çok yolumuz var. Bütün bileşenler olarak HDK’nin olmazsa olmazını bir kez daha teyit ettik.

Bugünden yarına bunun pratikleşmesi için de daha büyük emek ve çaba içerisinde olmalıyız.

HDK’nin bağrından çıkan biricik partimiz daha fazla HDK’yi kurmak için emek içerisinde olmalıdır. Her HDP’li HDK’lidir ilkesini yaşamın içerisinde göstermelidir. O zaman inanıyoruz ki çok daha iyi bir yarında birlikte yaşamı kuracağız.”

hdk 8. genel kurul ankara 3

“En büyük sorumluluk halkların öncülüğünü yapma iddiasında olanlarındır”

Demirtaş Halkların Demokratik Kongresi 8. Genel Kurulu’na gönderdiği mesajda etnik kimliklerin, inançların, yaşam tarzlarının, cinsiyet kimliklerinin, emeğin ve doğanın saldırı altında olmadığı hiçbir yerin kalmadığını, kapitalizmin içine girdiği krizleri yeni krizler üreterek aşmak adına yol açtığı savaşların, kıyımlar ve yıkımların insanlığın sorunlarını daha da ağırlaştırdığını dile getirdi.

Türkiye ve Ortadoğu, özellikle de Rojava’da yaşanan deneyimler tarihsel direniş mirasını insanlığa model olabilecek bir devrim aşamasına getirdiğine dikkat çeken Demirtaş, “…halklarımızın Türkiye ve Kürdistan’da büyük fedakârlıklarla, emek ve bedelle yarattığı kazanımlar bugüne kadar kalıcı bir başarıya dönüştürülememişse, bunda en büyük sorumluluk halkların öncülüğünü yapma iddiasında olanlarındır. Bu kadar büyük mücadele mirasını doğru bir örgütlenme, doğru bir söylem ve eylem tarzıyla büyük zaferlere taşımak bütün öncü güçlerimizin tarihsel sorumluluğu ve ahlaki görevidir” dedi.

 

“Meclislerin asıl rolü kendi yerelinde söz, karar ve eylem gücü olabilmeleridir.”

Demirtaş, “Halkların Demokratik Kongresi, işte bu doğru öncülüğü yapma iddiasıyla yola çıkmış, son derece önemli bir mücadele ve demokrasi örgütüdür. Tarihsel olarak devraldığımız bu büyük mirası başarıya götürmek için tek başına bir siyasi partinin, tek kişilik liderliklerin veya tekçi zihniyetlerin mutlaka aşılması gerekir. Aslolan köyden sokağa, mahalleden kasabaya, şehirden ulusal düzeye, fabrikadan atölyeye, tarladan üniversiteye kadar her yerde halkın meclisler aracılığıyla öz örgütlenmesine kavuşmasını sağlamaktır. Halkın özyönetimi, yani kendisini yönetmesi dediğimiz de zaten tam olarak budur.” sözlerine yer verdi.

Demirtaş , “özyönetim belediyecilik değil, particilik değil, sivil toplum örgütçülüğü de değildir. Bunların hepsi olsa olsa halkın öz yönetiminin birer unsuru ve parçası olabilirler. Kürdistan’da DTK, Kürdistan’ı da kapsayacak şekilde bütün Türkiye’de HDK Meclisleri bu yönüyle esas demokrasi gücü ve asli mücadele örgütü olmak zorundadır. Bizler, Halkların Demokratik Kongresi içinden çıkmış ve onun partisi olan HDP olarak DTK ve HDK’nin tabandaki örgütlenmesine en önemli görevimiz olarak yaklaşmak zorundayız. Meclislerin asıl rolü kendi yerelinde söz, karar ve eylem gücü olabilmeleridir.” diyerek HDK’nin çalışma yöntemine dair önerilerde bulundu.

hdk 8. genel kurul ankara 4

Özgürlükçü yaşam HDK’nin bağrında yükselecek!

Yüksekdağ da mesajında genel kurulun tutuklu siyasetçiler ile emek ve demokrasi yolundakilere güç ve moral verdiğini ifade etti. “Faşizme, tekçiliğe karşı birleşik antifaşist mücadelenin, yeni demokratik özgürlükçü yaşamın HDK’nin bağrında yükseleceğine inanıyorum diyen Yüksekdağ, şunları söyledi:

“İmkânsız ve zamansız denileni bir kez daha başarmak için sağlam dayanakları olduğunu biliyorum. İnsanlığın büyük özlem ve amaçlarının üretilme, örgütleme, aydınlanma ocağı olarak Halkların Demokratik Kongresi, bugünden geleceğe köprümüz olacak yine. Birlikte kurduk birlikte büyüteceğiz. Faşizme ve OHAL rejimine karşı demokratik birlik, özgür, adil yaşam için ortak mücadelenin zaferini birlikte yaratacağız.”

Tuncel ise cezaevinden genel kurula gönderdiği mesajında, yeni ve güçlü bir başlangıç yapmaya ihtiyaç olduğunu belirterek, “HDK, Türkiye demokrasi mücadelesi ile Kürtlerin demokrasi mücadelesinin ortak mekânıdır. Şimdi bizim zamanımız ve yeni bir başlangıç yapıyoruz” dedi.

hdk 8. genel kurul ankara 2

“Deniz Gezmiş yaşasaydı Demirtaş’ın koğuş arkadaşı olurdu”

Genel Kurul’da konuşan HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay ise HDK’nin ‘Meclislerle demokrasi, demokratik cumhuriyetle özgürlüğe’ sloganıyla gerçekleştirdiği genel kurulun ülkedeki sorunların çözümüne yol gösterdiğini dile getirdi. Her konuşmasında ve demecinde R.T. Erdoğan’ı övmeden duramayan futbol yorumcusu Rıdvan Dilmen’in, katıldığı bir televizyon programında Erdoğan ve ailesini övüp Erdoğan için Deniz Gezmiş benzetmesi yapmasına da değinen Kemalbay, şöyle konuştu:

“Bugün Filistin halkının yok sayılmasında bu iktidarın da Türkiye devletinin payının da üstünü örtmeye çalışıyor. Bu çürümüşlüğün üstünü örtmek için başvurulan bu politikalara izin vermemiz gerekiyor.

Bütün bu yaşanılanların karşısında bazıları Erdoğan’ı tekrar toplumun bütün kesimlerine sunmak için Deniz Gezmiş’lerden yola çıkarak, ‘Parkasız Deniz Gezmiş’e benzetiliyor. Bugün Deniz Gezmiş yaşasaydı sayın Demirtaş’ın koğuş arkadaşı olurdu. Bizler Denizlerden, Mazlumlardan aldığımız direnişi ve geleneği geleceğe taşıyacağız.”  

{gallery}hdk genel kurull{/gallery}

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu