MKP ve Enternasyonal Özgürlük Taburu savaşçısı olduğunu ifade eden Mahir,Rojava işgalinin TC faşizminin Osmanlının köklerinden aldığı yayılmacı işgalci politikalarından ve azılı Kürt düşmanlığından ileri geldiğinin bu düşmanlığa karşı Kürt ulusu ve bölge halkları muhteşem bir direniş sergilediğini ifade etti:
“Rojava işgali TC faşizminin Osmanlının köklerinden aldığı yayılmacı işgalci politikalarından ve azılı Kürt düşmanlığından ileri gelmektedir.Bu düşmanlığa karşı Kürt ulusu ve bölge halkları muhteşem bir direniş sergilemektedir. Türk devleti her türlü devrimci demokratik kazanıma ve yönetime düşman olduğunu Rojava Kürdistanını işgal ederek bir kez daha göstermiştir. Son süreç şunu açık bir şekilde gösterdi hem ülke içerisinde hem coğrafyamızda baskıcı işgalci ve faşizan tutumlarıyla Türk devleti büyük bir öfke toplamaktadır…işgal ve ilhak saldırılarının hayata geçirilmesinde Türk devletinin politik askeri yeteneği yoktur.Esas anlamıyla Rusya ve ABD emperyalizminin açtığı kapılar, verdiği tavizler işgalin önünü açmıştır.”
“Rojava’da da kanlarımız birbirine karışıyor…”
Türk devletinin süregelen saldırılarına karşı Enternasyonal Özgürlük Taburunun ortak mücadele ruhunu açığa çıkarmayı başardığını kaydeden Mahir, Rojava’da devrimcilerin kanlarının birbirine karıştığını belirtti:
Enternasyonal Özgürlük Taburunun twitter hesabında geçtiği haberde şu ifadelere yer verildi:
“Bugün Türkiye Kuzey Kürdistanında devrimcilerin de içinde bulunduğu Enternasyonal Tabur, faşizmin saldırılarını cephede karşılamaktadır. Ortak mücadele ruhunu Rojava mevzilerinde açığa çıkarmayı başardık.Yine direniş sürecinde ölümsüzleşen Aynur yoldaşımın dediği gibi kanlarımız birbirine karışmaktadır. Türkiye ve Kuzey Kürdistanda olduğu gibi Rojavada da kanlarımız birbirine karışıyor…
Dar grup çıkarları gütmeden omuz omuza mücadele etmekteyiz.Faşizm bugün topyekun savaş çığırtkanlığıyla ayakta durdurmaktadır. Devrimcilere yurtseverlere azgınca saldırarak kirli iktidarını güvence altına almaktadır. Biz komünistler şunun bilincindeyiz faşizmin tüm saldırılarına karşı can bedeli savaşmadan emperyalizmin ve yerel işbirlikçi devletlerin saldırılarına karşı cepheden cevap vermezsek gerçek bir devrimden ve kurtuluştan söz edemeyiz. Faşizmin tüm saldırılarına karşı her alanda direnişimizi yükseltmeliyiz.Tek kurtuluş yolumuz sokak sokak barikat barikat isyan etmek ve boyun eğmemektir.”
